Herkesin nefret ettiği meslekler vardır. Daha
doğrusu, nefret edilen meslekler değil, bu mesleği icra eden kişiler desem daha
mı doğru olacak? Mesela üniversitelerde Öğrenci İşleri adı altında tabir edilen
devlet dairesi, kimleri kimleri nefrete ve öfkeye gark etmemiştir ki! Hiç
kimsenin bu gruba sempati beslediğini görmedim şahsen ben!
Burada çalışan kişiler, her nedense ısrarla
kendilerinin “öğrenci işleri” dışında çok çok daha mühim işleri olduğuna
inanmış ve “tek işimiz siz değilsiniz” söylemiyle hiçbir zaman öğrencilerin
işlerini yapmaya gönüllü olmamışlardır. Halbuki tek hedef kitlelerinin öğrenciler
olmasına rağmen, öğrenci düşmanlığıyla ünlüdürler. Sanki yeterince suratsız,
yeterince savsak, yeterince mendebur olan herkes bu işi yapıyor!
Mesela iş görüşmeleri şöyle mi geçiyor;
-Hoş geldiniz.
-Hoş bulduk.
-Neden Öğrenci İşleri memuru olmak istiyorsunuz?
-Karakterim dolayısıyla doğuştan bir öğrenci
işleri memuru olduğumu söyleyebilirim.
-Hmm, ilginç. Daha açar mısınız bu konuyu,
mesela hangi yönünüzü kuvvetli buluyorsunuz?
-İşleri yokuşa sürmekten özel zevk duyduğum
gibi, surat asmak, sorulan sorulara cevap vermemek, vermem gerektiği zamanlarda
son derece kaba ve azarlayarak cevap vermek konusunda da oldukça başarılı
olduğumu düşünüyorum. Bu özelliklerim sayesinde, bir öğrenci işleri çalışanı
olarak geleceğimin parlak olduğuna eminim.
-Hayata bakış açınızı bir cümleyle özetleyecek
olsanız, ne derdiniz?
-Ben mutsuzsam diğerleri niye mutlu olsun.
-Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?
-Öğrenci işlerinde bir süre sevimsizlik ve gevşeklik üzerine tecrübe
edindikten sonra, kendimi Erasmus Öğrenci İşlerine terfi etmiş olarak
görüyorum, burada da gerek yetkim yok, fikrim yok, gerekse sorumluluğum yok,
bilgim yok söylemlerimle işleri ha yapmayıp, ha olabildiğince yokuşa sürerek
öğrencilere çeşitli sinir harpleri ve ruhsal bozukluklara varabilecek öfke
nöbetleri geçirtmek biricik arzumdur.
-Evet genelde görüşümüzü söylemeyiz ama
görüşmenin olumlu geçtiğini belirtmek isterim. Kanaatimizi size en kısa zamanda
bildireceğiz. Teşekkürler.
-Ben teşekkür ederim.
Şimdi hayalim şöyle; şu hava alanlarında uçak
biletini alabileceğin makineler var ya! Aynen onlar gibi çalışan bir makine,
gidiyorsun, ya kartını okutuyorsun, ya da öğrenci numaranı giriyorsun, hangi
belgeyi almak istiyorsan seçiyorsun, kaç tane istiyorsan seçiyorsun, eğer para
ödemen gerekiyorsa, öğrenci kartına yüklediğin paradan düşüyor, sonuçta
orijinal, damgalı, antetli, resmi belgeni saniyeler içinde sıcak sıcak alıp
işine gücüne bakıyorsun. Ne sinirin bozuluyor ne de sinir bozuyorsun! Kampüsün içine
koy birkaç tane bunlardan, ohh sen sağ ben selamet!
Böylece, bırakalım öğrenci işleri çalışanları atom fiziği mühendisi mi olacaklar, ekonomi profesörü mü olacaklar, ne olacaklarsa olsun biz hiç meşgul etmeyelim, efendim!
No comments:
Post a Comment