Saturday, March 08, 2014

Bir Grup Kadın…

   


   Erkek hegemonyası altındaki dünyaya gelen kadınlar… Aslında her kadın, sosyal statüsü, içinde yaşadığı grubun gelenekleri ne olursa olsun bu baskıyı bir şekilde hissediyor. Erkek cinsiyetçiliği, seksizm kadınların sosyal hayatlarının her anında karşılaştıkları bir durum, işte, evde, yolda, her an bununla başa çıkmak zorundalar.

   Bununla birlikte, yine erkekler tarafından beslenen bir takım etiketlerle kadınlar g
gruplara ayrıştırılıyor ve bu gruplar kemikleştiriliyor. Mesela, dindar kadınlar, muhafazakar kadınlar, “başı açık” kadınlar, “türbanlı” kadınlar, “eğlenilecek” kadın- “evlenilecek” kadın, kürtaja karşı kadınlar, dekolte giyen kadınlar, “laikçi/laik” kadınlar (laik birey de ne demekse, birey özeldir, bir kurum değildir)… Bütün bu gruplar aslında, erkeklerin kategorizasyonları, onların gözünden değerlendirmeler. Temelde “türbanlı” kadın da, “başı açık” kadın da aynı erkek cinsiyetçiliğine maruz kalmıyor mu, sırf cinsiyetinden dolayı, evde sömürülmüyor mu? Ya da temelde “türbanlı” kadın, sırf erkek hegemonyası gereği örtünmüyor mu, “başı açık” kadın bu yüzden hakarete uğramıyor mu? Temelde aynı sorunu paylaşmıyorlar mı?

   Bir insanın kendini nasıl tanımladığı önem kazanıyor bu noktada. Biz erkeklerin bakış açısı üzerinden kendimizi tanımlayamayız. Tanımlamamalıyız. Kendi bireysel ve toplumsal tanımımızı yapmalıyız.

-Kadınlar tecavüze uğruyor mu?
-Kadınlar evde veya sokakta taciz ediliyor mu?
-Kadınlara fiziksel ve psikolojik şiddet uygulanıyor mu?
-Kadınlar üzerinde toplumsal baskı kuruluyor mu?
-Kadınlar emek sömürüsüne uğruyorlar mı?
-Kadınlar, cinsel kimlikleri üzerinden siyasete ve politikaya malzeme yapılıyorlar mı?
-Kadınlar, güvenlik güçleri ve hukuk tarafından görmezden geliniyor mu?
-Kadın cinayetlerinin üzeri örtülüyor mu?
-Sosyal “gelenekler” adı altında, kadın sünnetleri, töre uygulamaları, çocuk yaşta evlilikler gibi fiziksel ve ruhsal işkenceler sürüyor mu?
-Kadın ticaretine göz yumuluyor mu?

   Bunlar hesap sormamız, tartışmamız ve çözüm bulmamız gereken konular.

Sanal kamplaşmalar, sadece bizi gerçek sorunlardan uzaklaştıran birer illüzyon. 

http://www.radikal.com.tr/turkiye/katil_sevgili_ozgeden_sonra_kendini_de_oldurmus-1180006

No comments: