Hayatımızda politika olmasaydı eğer?... Siyaset
konuşuyor düşünüyor olmasaydık?...
Sabah kalktığımızda, sosyal medya siteleri
sansürleniyor olmasaydı, ya da bir gün mezuniyet elbisesi düşünürken, ertesi gün,
talcid ve süt karışımı hazırlıyor olmasaydık, bir kahve içmek için
arkadaşımızla buluşup, konuştuğumuz tek konunu siyaset, iç politika, dış
politika olmasaydı mesela… Hayatımız nasıl olurdu?
Yurtdışında yaşarken, en çok buna özendim. Başka
da hiçbir şeye değil. Adamların kafaları rahat, biliyorlar ki işleyen bir düzen
var, yanlış da yapılsa düzelecek, vay ülke nereye gidiyor, rejim mi değişecek,
savaşa mı gireceğiz kaygısı yok. Tabii bizim gibi üçüncü dünya ülkeleri için
değil sözüm.
Ne düşünüyorlar, hafta sonu hangi etkinliğe
gitsem, gündelik işler, başka da kafalarını kurcalayan bir şey yok. E tabii ki
adam oturduğu yerden icat çıkartır. Biz de görüp vay be ne yapmışlar deriz. Biz
kendi derdimizden önümüzü görüp, başka işlere odaklanamıyoruz ki! Her gün başka
bir olay, bütün dünyanın ülkesine yetecek kadar sansasyon bir haftaya sığıyor!
Her gün yeni bir skandal ile çalkalanıyoruz;
yolsuzluk iddiaları bir değil, beş değil, daha onları konuşurken, evine ekmek
almak için sokağa çıkan küçücük bir çocuğun polis tarafından kafasına gaz fişeği
atılarak komaya sokulmasının ardından 269 gün sonra vefat ettiği haberini
alıyoruz, keza cenaze töreninde yaşanan polis şiddeti 2 can daha alıyor, bu
ölümler ülkenin başbakanı tarafından kur piyasaları üzerinden
değerlendiriliyor, derken miting turizm ile Türkiye’yi köşe bucak gezen “yerli
turistler”in, İzmir durağında, İzmirlilere saldırması, hakaret etmesi ve daha
da vahim olarak sözde İzmir mitingine İzmirli vatandaşların sokulmaması gibi bir
komedi oynanıyor. Ardından yolsuzluk yaptığı ortaya çıkan bakan hakkındaki
fezlekeler mecliste okunmuyor, TBBM görevlerini yerine getirmiyor ve halka
hesap veremiyor, ertesi gün daha önce cumhurbaşkanı tarafından onaylanan
internet düzenlemesi (yasaklaması/sansürlemesi) kapsamında şak, dünyada da en
çok kullanılan sosyal paylaşım sitesine erişim engelleniyor, bunun sabahına
haberlerde gördüğümüz Niğde’de Suriye kaynaklı terörist unsurların 3
vatandaşımızı şehit etmesi haberi ve hükümetten yapılan Suriye’ye müdahale
olabilir açıklaması, hop yine mevzu döndü dolaştı geldi Suriye’deki savaşa!
Yani çok bilinmeyenli ve her geçen gün de
bilinmeyen sayısı artan bir denklemin içinde yaşıyoruz. Bu noktada kendi
kişisel geleceğimizi de kestirmek gittikçe zorlaşıyor, bunalıyoruz. Şimdi bizi
geren bütün bu durumların birden yok olduğunu düşünelim, işte o zaman, gelişmiş
bir ülke olacağız. Çocuklarımın dertlerini
spor, iş, okul, sosyal yaşam vb gibi
şeylerin oluşturmasını dilemek çok mu iddialı olur? Biz göremedik gerçekten, kötü
yönetimler ve şahsi menfaatleri göz önünde bulunduran yönetimler yüzünden
önceliğimiz hep ülkemiz oldu, hep ülke adına kaygı duyduk, üzüldük ve bir süre
daha böyle gidecek gibi duruyor ama umarım gelecek nesil bizden daha az kaygılı
olur. Diyecek bir şey yok gerçekten.
No comments:
Post a Comment