Bilenler bilirler, teknolojiye son derece
büyük bir saygım vardır. Hele sosyal medyaya ayrı bir sempatim var. Hatta
bitirme projemde mimari mekanla sosyal medyadaki sanal mekanlar nasıl
harmanlanabilir, bu sanal platformlar nasıl fiziksel mekanla bir araya
gelebilir üzerine bir proje yapmıştım. (Ay bu cümleyi yazmak, beni başvuru
mektubu yazdığım zamanlara götürdü, pek hoşlanmadım, neyse.) Peki ben sosyal
medyayı çok kullanan ya da ,ne demeliyim, iyi kullanan bir insan mıyım? Kesinlikle
hayır. Ben sosyal medyayı yanlış kullanan insanlardanım kesinlikle. Özellikle
facebook denilen lanet yok mu, ahh! Çalışmak zorunda olduğun ama çalışmanın bir
türlü içinden gelmediği anlarda adeta bir bataklığa saplanır gibi saplandığın o
facebook!
Bir facebooka bakayım sonra başlarım dediğiniz
o anlar size de sonun başlangıcı gibi gelmiyor mu? Ve gerçekten facebook olmasa
çoktan unutup gideceğin bir tomar insanın hayatlarının en ince detayına kadar
öğrenmenin verdiği o garip, rahatsız edici, ama bir şekilde seni içine çeken
duygu, nedir o ya?
Hadi onları hayatının bir döneminde tanıdın,
tamam, ama yanlarındaki insanların (ki gerçekten hiç tanımıyorsun, muhtemelen
de tanışmayacaksın) profillerine (bu profil de garip bir şey, kişilik yerine
profil falan, ama şimdi bunun sosyolojik ve psikolojik irdelemesine girmem, ne
de olsa hepimiz aynı gemideyiz bir yerde) girip bakmak nedir? Yooo, yooo, ben
sapık değilim, bunu herkes yapıyor biliyorum! En azından herkes, bir kere bile
olsa (ki sen de ben de biliyoruz, birden fazla kere) bir arkadaşın profilinde
gördüğü birine bakmıştır. Bu bazen zincirleme olabiliyor, yani şöyle:
-Kimmiş bu kız yaa, klik, hmmm bizim
okuldaymış, hiç görmedim, 33 ortak arkadaş, vayy, kimmiş bunlar, haaa onu da mı
tanıyormuş, klik, bu resimdeki çocuk kim, klik, bu ne demiş, klik, bu kim,
klik, tanımıyorum, nerden bu, klik, resimlere bakayım, klik, yurtdışında, klik,
yazlıkta, klik, ayak fotoğrafı, klik, kediyle, klik, pehhh sıkıldım, şu kim,
klik, klik, klik, klik, klik, klik, klik…
Böylece hiç tanımadığınız bir ton insanın
hayatına ait detayları beyniniz yüklerken, zaman akıyor, bu akan zaman zarfı için
de asıl yapılması gereken işler hep bir kenarda biçare bekliyorlar. Sonunda,
bilgisayar başında geçirilen vaktin, yüzde 80’i, yüzde 90’nın ayak, kek, çay,
içki kadehi olan fotoğraflara bakmakla geçiyor! Ve durup şöyle soruyorsunuz,
bunu kendime neden yaptım? Neden? Ama yapmaktan da vazgeçemiyorsunuz… İşleriniz
zamanında bitmediği için gerçek sosyal paylaşımlarda bulunamıyorsunuz. Böyle
bir çelişki, bir döngü bu!
Evet bu yazıyı da, aslında yapmam gereken
başka bir şeyi ihmal ederek yazdığım, doğrudur. Ama zevk alıyorum, napayım?
Ama yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim, hakkında bilgi edinmek istediğimiz bir kişinin
külot rengine kadar kolayca öğrenebildiğimiz hangi platform vardı daha önce?
Hem de o kişinin rızası dahilinde öğreniyorsun, yazmış, yapmış, yüklemiş,
sunuma hazırlamış kendini. Profili kabak gibi, neden bakmayalım değil mi? Artık
herkes daha şeffaf, ne düşündüğü, ne okuduğu, ne dinlediği, kiminle arkadaş
olduğu, nerede çalıştığı, okuduğu, her şey belli, bir gizemimiz kalmadı yani.
Eskiden pek mi bi gizemliydiniz diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Cevap
veriyorum, evet! Ahh be ilkokul arkadaşım, ben senin dün nerede kimle yemek
yediğini biliyorum yahu! Sen de benimkini biliyorsun, söyle bana, sen de “ilkokulda
bi İrem vardı, ne oldu ona acaba” diye düşünmeyi ve sonra bir 10 yıl beni
unutmayı istemez miydin! Bu gizem nerede şimdi?
Benim değil ama teyzemin başına gelen küçük
bir olayı da anlatmak istiyorum bu ilkokul arkadaşı konusunda… Teyzem diye
söylemiyorum kendisi çok başarılı bir doktor ve akademisyendir. Bir gün
facebook açmaya karar vermiş, facebooka üye olurken de malumunuz, işte nerede
okudun nerede çalışıyorsun gibi sorular var, teyzem de ortaokulunu yazmış, ama
bakmış bir ton şey var, sıkılmış, kapatmış. Ertesi gün facebookta bir mesaj;
“ Merhaba …,
ben ilkokuldan …,
hayrola sen akıllı çalışkan bir kızdın, ortaokula kadar mı okudun? Çok üzüldüm :(
“
Neymiş, gizemi
bozmamak lazımmış…
No comments:
Post a Comment