Rüya benim gözümden
başlıyor, böyle ara bir sokaktayım, nedense üstümdeki kıyafetler bir garip
derken, aynaya bir bakıyorum. Bayağı erkek olmuşum. O an yaşadığım dehşet çok
fena, suratım ellerim, saçlarım, hatta bıyığım var… Erkek olmuşum!! Nasıl
olabilir diye düşünürken, o ilk dehşet anı geçtikten sonra, bayağı yakışıklı
bir erkek olduğumu düşünüyorum ve diyorum offf kendim ben olmasaydım, erkek
halim benden ayrı biri olsaydı, ben de ben olsaydım kesin aşık olurdum. Belki
erkek halim, kız halimden daha çok prim yapardı…
En azından öküz
olmazdım bence… Şöyle bir nasıl erkek olurdum diye düşündüm de, bence iyi
olurdum ama yine de erkek olmak istemezdim. Çünkü kız olmak çok daha eğlenceli
ve kızlar çok daha şeytan. Mesela hiçbir erkek bir kızı elde edeyim diye
komplolar kurup, taktikler geliştirip, işte mesajına şu kadar zaman sonra cevap
vereyim şöyle yapayım böyle yapayım diye düşünmüyordur. Böyle oyunlara maruz
kalmak ve hiçbir zaman anlamamak istemezdim doğrusu…
Ya da belki de bu
küçüklüğümden kalma bir durum. Babaannemin Yalan Rüzgarı izlediği zamanlardan,
çünkü sürekli bir komplo havası, bir tuzak kurma, tuzağa düşürme durumu vardı o
dizilerde… Bir av ve avcı ilişkisi… Benim izlediğim çizgi filmlerden çok
farklıydı. Pek de anlamazdım tabii ama, balıklarımın ismini Alex ve Victor koyacak kadar anlamışım en azından. Şimdi
hala yayınlanıyor mu bilmiyorum ama, televizyonum olmadığından pek
izleyemiyorum akşamüstü kuşağını, ben şöyle bir ilkokul orta okul seviyesine
gelinceye kadar akşamüzeri pembe diziler olurdu. Hatta sabah da olurdu. Şöyle
bir şey hatırlıyorum, öğlen okula gittiğim zamanlarda yani öğlenci olduğum
zamanlarda, Maria Mercedes diye bir dizi izliyordum, Arı Maya’dan sonra
başlıyordu. Önce Arı Maya’yı sonra Maria Mercedes’i izliyordum, bendeki duygu
karmaşasını düşünün artık!
Birinde neşeli
neşeli bal toplayan arılar, bir 20 dk sonra;
-Seni seviyorum
Juan Carlos! Bana inanmalısın!
-Sana inanmıyorum
Maria Mercedes! Senden nefret ediyorum!
-Benim suçum yok
Juan Carlos, Carmen yalan söylüyor, Sebastian’la sadece arkadaşız!
Ertesi gün Arı Maya’yı
şu kafayla izliyorum:
-Bence Philip kesin
Maya’yı seviyor!
Philip de arı tabii
bu arada, birlikte maceradan maceraya koşuyorlar.
Neyse bence yine
şanlıymışım, şunları da izliyor olabilirdim:
Türkü nağmeleri ile
göbek atan insanlar, sonra:
-Ayyy Zehra
Teyzeee, ne göbek attın yaş kaç?
-Altmış yedi.
-Maşallah, nerden
geliyorsun?
-Çorum.
-Anlat bakalım
kendinden bahset?
-Çorumluyum, ev
kendimin, üçüncü kocam 6 ay önce sizlere ömür, üç oğlan, iki kız var, hepsi
evli, 5 torunum var.
-Allah bağışlasın.
Neden evlenmek istiyorsun?
-Hayat eşi arıyom
kendime, gezmek, eğlenmek istiyom.
-O zaman hemen
talibin Mahmut Amca geliyorrrr…
Mahmut Amca da bir
süre göbek attıktan sonra Zehra Teyze’yle birbirlerini tanımaya çalışırlar,
sunucunun da yardımı ile,
-Hoş geldin Mahmut Amca,
yaş kaç?
-Altmış beş.
-Ohh, maşallah,
niye Zehra Teyze’ye talip oldunuz?
-Televizyonda
gördüm, çok beğendim kendisini.
-Zehra Teyze sorun
var mı Mahmut Amca’ya?
-Evet, evi kendinin
mi onu sormak isterim öncelikle.
Daha sonra, emekliliği, sigortası, mal varlığı,
çocuklarının ayak bağı olup olmayacağı, maaşı didik didik sorulup, maddi olarak
tatmin olunursa,
-Hee, ben de
beğendim kendisini, denmek sureti ile göbek atma faslına başanır tekrar ya da
Madden tatmin
olunmayınca,
-Bana uygun değil, ….
Hanım, denmek sureti ile bir daha göbek atılmasına şahit olup, aşkı bu şekilde
değerlendirebilirdim.
Aslında, şimdi
düşününce, Maria Mercedes’in mantığı da pek farklı değildi, karakterlerin daha
çekici olmasının yanında, Juan Carlos bilmem ne şirketinin sahibi olmasa,
malikanede yaşamasa, son model bir araba kullanarak tenis oynamaya gidiyor
olmasa falan belki Maria Mercedes’in pek de bir şey ifade etmeyecekti. Yani
Zehra Teyze bir Maria Mercedes olmadığı için istekleri daha makul, ev kira
olmasın, emeklisi olsun falan gibi, bir de belki daha bir dürüst.
Evet, belki de bu
akşamüstü kuşağıyla yetişmiş nesil şöyle olacak;
-Can naber? Senden
hoşlanıyor gibiyim ama emin olamadım, aylık gelirin ne kadar?
-5000 TL
-Gayri menkul
durumları nasıl? Ev, arsa? Araban var mı?
Sonra belki hep
beraber göbek atarlar. Bilemiyorum. Bu evlilik işlerini 60 yaşındakilerin
süzülmüş hayat tecrübeleri ile yorumlayışlarını gören bir nesil olarak
muhtemelen bizden çok daha başarı olurlar.
No comments:
Post a Comment