Thursday, May 15, 2014

VİCDAN


vicdan isim Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç     
 (TDK'dan alınmıştır.)

Bloguma çok uzun zamandır yazamadığım farkındayım. Halbuki bu bloga yazı yazmak en sevdiğim işler arasında. Buraya yazdıktan sonra kendimi daha mutlu ve arınmış hissediyorum. Genellikle durumların içindeki yanlışlıkları ve tutarsızlıkları bulup bunlarla eğlenmek beni rahatlatıyordu. Ama öyle zamanlardayız ki, gündelik hayatın küçük detaylarını gözlemlemek, bunlarla ilgili yazılar yazmak, yani bunları artık yapamıyorum. Kendi kişiliklerimizi, hayatlarımızı düşünemiyoruz bile. Her gün yeni bir facia, yeni bir insanlık ihlali, kendimizi güvende hissedemiyoruz. Herkesten her şeyden şüphe eder hale geldik. İsyan ediyoruz, ama ne yazık ki, Türkiye’de insanlar öyle vicdansız, öyle kötü, öyle şeytan ki, onlara ulaşmak mümkün değil.

Seri katiller üzerinde, Columbia Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, seri katillerin bir çoğunun, diğer insanların aksine, karşısındakinin yaşadığı duyguları beyninde taklit edemediği, yani kısaca empati kuramadığı ve bu nedenle karşında biri acı çekerken hiçbir acıma hissi duymadığı tezi ortaya konmuştur. Yani, ne yazık ki Türkiye’nin yaklaşık “ %50’si”, “evde zorla tutulmasalar” çıkıp teker teker insan avlayacaklar. Zaten, sosyal paylaşım sitelerinde gördüğüm bir çok yorum bunu destekler nitelikte. Başbakanın destekçisi olduğunu belirten biri, Soma’da yaşananlarla ilgili tepkisini gösteren vatandaşlar için “soykırım yapacağız size…” diye yazabilmesi, gözlerini ne derece kin, nefret ve kan bürüdüğünü gösteriyor. Bu ancak, insanları gaz odalarında öldürülmesi için Hitler’i destekleyen, ortaçağda cadı avına çıkan kana susamış insan ruhunun yansımasıdır işte.

Başkalarının acılarına ne ortak olabiliyorlar, ne de onlar için bir duygu hissedebiliyorlar. Soma Kömür Madenleri’nde yaşanan faciayı kabullenmek çok zor. Birileri daha fazla para kazanacak diye, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, işletmenin sahibi taşeron firmanın hükümetle olan bağı, iş güvenliğini, maden tesislerini denetlemekle görevli olan insanların, bu işi layıkıyla yerine getirmemiş olması, ihmallere göz yumulması, insanları göz göre göre ölüme yollamıştır ve bunun vebali nasıl taşınır?! Bu ölümlerin sorumluları bulunmayacak mı? Bu kaza denilip geçilecek bir olay değildir, dünyada böyle bir facia örneğini ancak 2 yüzyıl geri giderek bulabilen yöneticiler gece yatağa yattığında rahat uyuyabiliyor mu?

Bizzat, Soma Maden’inde yaşanan iş kazaları ile ilgili soruşturma önergesini reddeden milletvekilleri hangi milletin vekilleri gerçekten çok merak ediyorum! Kendilerini kendilerine nasıl kabul ettirebiliyorlar. İnsan herkesi kandırdığını sanabilir, bazen bazılarını kandırabilir de ama kendini kandırabilir mi?! Peki ya sen, “Eee madem CHP önerge vermiş, o zaman CHP bu olayı biliyor muydu, hepsi komplo mu?” diye sorabilen mahluk, sen kendinden utanmıyor musun yahu! Milletvekilinin işi, halkın sorunlarını tespit edip, hukuki, anayasal ihlalleri bulup, takipçisi olup, meclise taşımak ve çözüm önermektir. Belki o önerge kabul edilse, bugün bu ölümler yaşanmayacaktı. Sen ne sin biliyor musun, sen şeytanın bizzat kendisisin, için kötülük dolu, kin ve nefret dolu, bu ölümlerin kanı senin elinde.

Derler ya her insanın içinde biraz iyilik biraz kötülük vardır, ama inanın bana, kendini sabah ekmek almaya giden bir çocuğun veya anayasal hakkı olan protesto özgürlüğünü kullanan insanların kafalarından vurularak öldürülmesine, gözlerinin çıkarılmasına, dövülmelerine, gözaltında taciz edilmelerine üzülemeyen insanların ( düşünceleri ne olursa olsun, sen onların inandıklarına inanmayabilirsin, kimse sana inan da demiyor zaten, ama burada bir anayasal hak ve insan hakları ihlali var ), Soma’da kaybedilen 283 yazıyla iki yüz seksen üç cana üzüleceğini, kendini yakınları yerine koyup bu acının neden yaşandığının hesabını soracağını düşünmek zaten saflık olur. “Siyaset yapmayın” söyleminde bunun en güzel örneği, yani yapılan hukuksuzluklara tepki göstermeyin, daha fazla para kazanmak uğruna iş ve işçi güvenliği önlemlerini almayan, hükümetle bağları olan patronlardan hesap sormayın, susun, size dokunmayan yılan bin yaşasın  demektir.


Yoksa kendini mağdurların yerine koyan bir insan, katile ses çıkarmayın, bırakın yürüyüp gitsin, ölen nasılsa ölmüş, başımız sağ olsun, diye bilir mi?!! Bu insanların vicdanı da olmadığı için gerçekten yapılabilecek bir şey yok, vicdansız insan hiçbir şeye üzülemez.