Sunday, October 19, 2014

Beyin Out, Omurilik Soğanı In!


  "Eğer bir hayvan olsaydınız hangi hayvan olurdunuz?" tadında saçma ve boş olduğu kadar bir o kadar da eğlenceli olan ve yapmaktan zevk aldığımız testler var ya... Şu an benim hayatımı özetleyebilecek olan test sanırım, "Hangi tek hücrelisiniz?" olurdu. Son zamanlarda yapmam gereken o kadar çok şey olduğu halde, hiç bir şey yapamamak, zamanım olduğu halde, zaman bulamamak başka türlü açıklanabilecek bir durum değil.
  Evet ne zamandır tembel olduğumu biliyordum ama geçenlerde tanıştığım bir kızla konuşurken kafama iyice dank etti; kendisi profesyonel koşucu, üniversitede okuyor, aynı zamanda da çalışıyormuş. Yani, hem antreman yapıyor, bir programı var falan, hem okulunu yürütüyor, hem de aynı zamanda çalışıp para kazanıyor. Bir de tabii sosyal hayatı da var. Vay be diye düşündüm, yani bu kızın yaşadığı hayatsa, benim yaşadığım hayat olamaz; olsa olsa, tek hücreli bir canlının hayat döngüsü olabilir... Çünkü, temelde, bir Amip ve benim yaptığımız şeyler aynı, besleniyoruz, solunum yapıyoruz, besleniyoruz, boşaltım yapıyoruz, besleniyoruz... Belki Amip arada çoğaldığı için benden daha bile fazla iş yapıyor. Benimse hipofiz bezim bu fonksiyondan son derece uzak!
   Böylece, son zamanlardaki kafamdaki bütün soruların cevaplarını Amip'te bulmuş oldum!Ki Amip tembel bile değil, o elindekilerle bayağı iyi idare ediyor doğrusu, ne bileyim, işte besin görünce, gidip ona sarılıyor, hop besin kofulu falan oluşturuyor, işinde gücünde yani! Ben işimde gücümde olmadığım için, çünkü o zor geldiği için, daha sanal işlerle uğraşıyorum. O sanal işler de bomboş işler olduğu için ne etrafa, ne de kendime bir Amip kadar bile faydalı değilim.
   Şu an, bir insan olarak sahip olduğum gelişmiş organlarımın ve sistemlerimin benden ölesiye utandıklarını hissedebiliyorum.
   Mesela, kas sistemim, çoook uzun süredir kullanmadığım binbir türlü kasım var! Hatta bazılarını kullandığımdan emin bile değilim?! Yaptığım tek hareketin, oturup kalmak, yürümek olması dolayısıyla, çalışmayan her tendonum evde bütün gün yatıp, bira içip televizyon izleyen, pis sakallı, yaşlı adamlara benziyordur heralde!
    Ya da sinir sistemim; uzun süredir, beynimde bir sis var bence! Düşünmüyor değilim, ama düşünüyor da değilim! Alt tarafı iki kelime bilimsel bir şey okuyacağım, ama yok beynim diyor ki, git forum oku, facebooka gir bişey yap, şu an ben meşgulüm, seninle uğraşamam! Ya da, diyorum ki, yok şu e-postayı yazayım bari, diyor ki, canım yaa haklısın, yazmalısın da, bence git önce yemek falan bişeyler yap, onları ye de, bi bakarız! Veya diyorum ki, şu işimi halledeyim, beynim de diyor ki, hmmmm evet evet , git yap tabii ama önce yat bir saat uyu bence! Neden?!
   Ama ne zaman akılsızca bir iş düşünsem, beynim iş başında, türlü argümanlarla o akılsızca işin dünyadaki en doğru iş olduğuna beni ikna ediyor; evet evet hemen yap, bir dakika bile duraksama, diyor ki, sağlıklı bir bireyin beyni der ki; böyle bir karar vermeden önce düzgünce düşünmelisin, tartmalısın. Benim beynimse ancak bir pelte kadar öngörülü olabiliyor böyle durumlarda, ne yazık ki!
   Kusura bakma beynim ama, seni işten almak zorundayım, bundan sonra hayatıma omurilik soğanımla devam etmeye karar verdim. Benim için, hayati ve şartlı refleksler yeter de artar bile...