"Eğer bir hayvan olsaydınız hangi hayvan olurdunuz?" tadında saçma ve boş olduğu kadar bir o kadar da eğlenceli olan ve yapmaktan zevk aldığımız testler var ya... Şu an benim hayatımı özetleyebilecek olan test sanırım, "Hangi tek hücrelisiniz?" olurdu. Son zamanlarda yapmam gereken o kadar çok şey olduğu halde, hiç bir şey yapamamak, zamanım olduğu halde, zaman bulamamak başka türlü açıklanabilecek bir durum değil.
Evet
ne zamandır tembel olduğumu biliyordum ama geçenlerde tanıştığım
bir kızla konuşurken kafama iyice dank etti; kendisi profesyonel
koşucu, üniversitede okuyor, aynı zamanda da çalışıyormuş.
Yani, hem antreman yapıyor, bir programı var falan, hem okulunu
yürütüyor, hem de aynı zamanda çalışıp para kazanıyor. Bir
de tabii sosyal hayatı da var. Vay be diye düşündüm, yani bu
kızın yaşadığı hayatsa, benim yaşadığım hayat olamaz; olsa
olsa, tek hücreli bir canlının hayat döngüsü olabilir... Çünkü,
temelde, bir Amip ve benim yaptığımız şeyler aynı,
besleniyoruz, solunum yapıyoruz, besleniyoruz, boşaltım yapıyoruz,
besleniyoruz... Belki Amip arada çoğaldığı için benden daha
bile fazla iş yapıyor. Benimse hipofiz bezim bu fonksiyondan son
derece uzak!
Böylece,
son zamanlardaki kafamdaki bütün soruların cevaplarını Amip'te
bulmuş oldum!Ki Amip tembel bile değil, o elindekilerle bayağı
iyi idare ediyor doğrusu, ne bileyim, işte besin görünce, gidip
ona sarılıyor, hop besin kofulu falan oluşturuyor, işinde gücünde
yani! Ben işimde gücümde olmadığım için, çünkü o zor
geldiği için, daha sanal işlerle uğraşıyorum. O sanal işler de
bomboş işler olduğu için ne etrafa, ne de kendime bir Amip kadar
bile faydalı değilim.
Şu
an, bir insan olarak sahip olduğum gelişmiş organlarımın ve
sistemlerimin benden ölesiye utandıklarını hissedebiliyorum.
Mesela,
kas sistemim, çoook uzun süredir kullanmadığım binbir türlü
kasım var! Hatta bazılarını kullandığımdan emin bile değilim?!
Yaptığım tek hareketin, oturup kalmak, yürümek olması
dolayısıyla, çalışmayan her tendonum evde bütün gün yatıp,
bira içip televizyon izleyen, pis sakallı, yaşlı adamlara
benziyordur heralde!
Ya
da sinir sistemim; uzun süredir, beynimde bir sis var bence!
Düşünmüyor değilim, ama düşünüyor da değilim! Alt tarafı
iki kelime bilimsel bir şey okuyacağım, ama yok beynim diyor ki,
git forum oku, facebooka gir bişey yap, şu an ben meşgulüm,
seninle uğraşamam! Ya da, diyorum ki, yok şu e-postayı yazayım
bari, diyor ki, canım yaa haklısın, yazmalısın da, bence git
önce yemek falan bişeyler yap, onları ye de, bi bakarız! Veya
diyorum ki, şu işimi halledeyim, beynim de diyor ki, hmmmm evet
evet , git yap tabii ama önce yat bir saat uyu bence! Neden?!
Ama
ne zaman akılsızca bir iş düşünsem, beynim iş başında, türlü
argümanlarla o akılsızca işin dünyadaki en doğru iş olduğuna
beni ikna ediyor; evet evet hemen yap, bir dakika bile duraksama,
diyor ki, sağlıklı bir bireyin beyni der ki; böyle bir karar
vermeden önce düzgünce düşünmelisin, tartmalısın. Benim
beynimse ancak bir pelte kadar öngörülü olabiliyor böyle
durumlarda, ne yazık ki!
Kusura
bakma beynim ama, seni işten almak zorundayım, bundan sonra
hayatıma omurilik soğanımla devam etmeye karar verdim. Benim için,
hayati ve şartlı refleksler yeter de artar bile...