Wednesday, October 02, 2013

Sizin İşiniz De Zor Valla…

-Bu İstanbul’un da trafiği değil mi?... Sizin de işiniz zor…

Hangimiz bu cümleyi bir takside kurmadık?.. Bu cümlenin ardından, taksicinin yakınmalarını dinleyip, kafa sallamadık. Sanki o an trafikle yalnız kendisi boğuşuyor, işe veya eve gitme telaşında olan biz değilmişiz gibi… Halbuki taksicinin bir yere yetişmek gibi bir niyeti yok. İşini yapıyor zaten, bir de hazır onun şikayetlerini dinleyen biri var, daha ne olsun! Hangimiz iş yerinde müşterimize veya çalışma arkadaşlarımıza derdimizi anlatıp rahatlıyoruz!.. Trafik stresliymiş, evet stresli, ama sadece taksicilere stresli değil ki, yani taksideki yolcu veya otobüsteki, veya arabasındaki adam da aynı trafikte değil mi, onlar paralel bir evrende rahatça gidip gelmiyorlar ki! Bir de üstüne para almıyorlar, hatta veriyorlar! 

-Yok kardeşim, ben şimdi Taksim’e nasıl gideyim, ohoooo ne trafik vardır şimdi orda…  Bu saatte Taksim’e mi gidilir!

Bu öyle bir fırçayı atış ki, bütün jest ve mimikleriyle,sizi öyle bir ikna ediyor, size kendinizi öyle bir suçlu hissettiriyor ki, adam haklı, ben nasıl böyle bir şeyi sormaya cesaret ettim, hatta nasıl aklımdan geçirdim diye kendinize kızıyorsunuz.  Sanki adamın işi, insanları bir yerden bir yere taşımak değil !.. Nasıl oldu da, sizi bir yere götürmesini talep ettiniz, ne cüretle!  Mesela, bir manavdan şöyle bir şey duydunuz mu:
-Bir kilo elma, yarım kilo domates istiyorum.
-Yok kardeşim yok, çok az alıyorsun git başka manava… Biz ancak toplam 5 kilo alırsan satış yaparız…

Hayır, ama taksicilere bakın;
-Yok ben alamam seni kardeş, git başkasına, ben ancak karşıya geçenleri alıyorum.
Ya da bazen tam tersi, mesafe çok uzun geliyor;
-Ohooo, ağabeycim şimdi buradan oraya git, dön, dönüşte trafik vardır, uğraşılmaz ağabeycim..

Yani bu özgürlük hangi meslekte vardır başka? Mesela, bankadasınız, sıra size geldi, bankacı şöyle diyebilir mi:
-Ohooo, hanımefendi sizin işlem çok uzunmuş, bunu yapamam ben…

İstediğin zaman, istediğin miktarda çalışıyorsun, sadece omuriliğini kullanarak yaptığın bir işten dünyanın parasını kazanıyorsun, ayrıca bütün gün söylenip, haddinden fazla uzun veya kısa yol gitmek isteyen veya yanında bozuk olmayan münasebetsiz  müşterileri azarlayıp azıcık rahatlıyorsun, iş süresi boyunca hemen karşılaştığın herkesçe haklı bulunuyor, onaylanıyorsun, böyle tatlı meslek nerde var! 

1 comment:

BerkeT said...

mümkünse duraktan cepten tanıdığım taksi ararım
yoksa hiç konuşmam müzik açtırmam ağzını açarsa kibarca biraz sessiz lütfen yaparım.

taksiciye yüz vermemek lazım çok sinir bozucular